Makaleler

Tüketici güveninin gizli silahı: İçerik pazarlaması

Tüketici güvenini kazanmak, tüm sektörlerde ve tüm zamanlarda her daim var olan belki de en önemli iş hedeflerinden bir tanesi. Peki bunu içerik pazarlamasının gücüyle nasıl gerçekleştirebileceğini biliyor musun?

Anastasiia Nikitina 28 Kasım 2018
icerik-pazarlamasi-tuketici-guveni

Tüketicilerde güven oluşturmak, içerik pazarlamasının her daim var olan belki de en önemli hedeflerinden bir tanesi. Bugünlerde tüketicilerin seçenekler karşısında, tabiri caizse, şımarıklaştığı bir gerçek. İhtiyaç duydukları ürün ya da hizmet ne olursa olsun, tüketicilerin satın almak istediği şeyin yüzlerce, hatta belki de binlerce benzer marka alternatifi ve çözümü bulunuyor.

İçerik pazarlaması, aslında sizin ürün veya hizmetlerinizin, rakiplerinizin sunduğu alternatiflerden daha iyi olduğunu göstermekten ibaret. İletişiminize psikolojik unsurları da ekliyor olmak, belki de bunu yapabilmenin en etkili yollarından bir tanesi; özellikle insanları verdikleri satın alma kararlarında daha kendine güvenli hale getirmek için. Dünyanın en başarılı markaları, insanları onlardan satın almaya teşvik etmek için pek çok farklı psikolojik taktiğe başvuruyor. En nihayetinde vasat içerik pazarlaması ile muhteşem içerik pazarlaması arasındaki fark da tam olarak bu oluyor.

Şimdi gelin, müşterilerinizde güven oluşturmak ve onların güvenini kalıcı olarak kazanmak için kullanabileceğiniz en güçlü üç psikolojik içerik pazarlaması taktiğine yakından bakalım.

1. Gerçek sosyal kanıt

“Sosyal kanıt sunma” konsepti, sürekli bir “bağlılığın” söz konusu olduğu günümüzde en değerli içerik pazarlaması taktiklerinden bir tanesi haline geliyor. Sosyal kanıtlama, insanların kitlelerin aksiyonlarını takip ettiği teorisi üzerine dayanıyor. Bu taktiğin bu kadar iyi çalışıyor olmasının sebebi ise, sosyal kanıt bırakan o üçüncü partilerin, genellikle işletme ya da marka ile herhangi bir bağlantısı olmaması oluyor. Topluma göre bir marka için “gerçek sosyal kanıt” sunan bir üçüncü partinin, dürüstçe fikrini söyleyerek kaybedebileceği hiçbir şey yok. Bu yüzden de bu ham duygusallık, satın alma kararları üzerinde etki yaratmada büyük rol oynuyor. Yapılan araştırmalara göre kullanıcıların yüzde 92’si, herhangi bir ürün satın almadan önce ürün yorumlarını ve değerlendirmelerini okuyor. Bu rakamın son dört yıl içerisinde (2014 yılından beri) yüzde 4’lük bir artış gösterdiğini de belirtmekte fayda var. Hal böyleyken sosyal kanıt sunma, içerik pazarlaması faaliyetlerinizde başvurabileceğiniz belki de en güçlü psikolojik silah haline geliyor.

Bu içerik ücretsiz!

Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.

Üye misin?
Senin İçin Öneriyoruz